'ÇöLYAK HASTALARı IçIN TAHTA KAşığıN IçINDEKI GLüTEN BILE RISKLI'

'Çölyak hastaları için tahta kaşığın içindeki glüten bile riskli' Seza Nur ALPDÜNDAR/İZMİR,(DHA)ÇÖLYAK hastalığında farkındalığın artırılması için her yıl kutlanan 9 Mayıs Dünya Çölyak Günü dolayısıyla açıklamalarda bulunan Ege Üniversitesi (EÜ) Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Klinik Başkanı Prof. Dr. Serhat Bor, “Çölyak hastaları için tahta kaşığın içindeki glüten bile riskli dedi.EÜ Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Klinik Başkanı Prof. Dr. Serhat Bor, çölyak hastalığında farkındalığın artırılması için her yıl kutlanan 9 Mayıs Dünya Çölyak Günü dolayısıyla açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Serhat Bor, “Türkiye'de hastalarda 'Biraz yesem ne olur?' psikolojisi var. Bu büyük bir hata. Çünkü yer yemez semptom vermiyor. Bir noktadan sonra veriyor. Hasta o noktaya kadar yemeye devam ediyor. Başka hastalıklar oluyor ancak bunun glütenden kaynaklandığının farkında bile değil. O yüzden diyete çok sıkı uyulmalı. Dikkat edilmesi gereken çok sayıda yaşam tarzı değişikliği var. Tahta kaşığının bile ayrılması gerekiyor. Çünkü çölyak hastaları için tahta kaşığın içindeki glüten bile riskli ifadelerini kullandı.'GLÜTENSİZ GIDALAR ÇOK PAHALI'Çölyak hastalığının iki türü olduğunu belirten Prof. Dr. Bor, “Bunlardan bir tanesi laboratuvar testlerinden tanı koyabilen çölyak hastaları. Diğeri de non-çölyak denilen glüten ya da buğday duyarlığı olan grup. Bu grup iyice atlanıyor çünkü bu grupta testler negatif çıkıyor. Bu hastalar klasik bilinen çölyak yakınmalarıyla değil de örneğin tedavi edilen demir eksikliği, sebebi açıklanamayan osteoporoz ya da nedeni açıklanamayan kısırlık gibi bulgularla geliyor. Bu nedenle çölyak hastası oldukları zor saptanıyor dedi. Türkiye'de glütensiz diyete erişimin bazı belediyeler tarafından yapıldığını ancak yetersiz olduğunu belirten Prof. Dr. Bor, sözlerini şöyle sürdürdü: “Glütensiz gıdalar çok pahalı. Bazı glütensiz gıdalar lezzetsiz olabiliyor, hastalar da bunları yiyemiyorlar. Bu da ait danışma hatlarının sayısı çok az. Devletin çölyak hastalarına özel diyet desteği sağlaması gerekiyor. Bu hastalar için glutensiz gıda ve un temini yapılması gerekiyor.'ÇAPRAZ BULAŞ OLMAMASINA DİKKAT EDİLMELİ'“Bazı restoran glütensiz yemek yapıldığını belirtse de aslında doğruyu söylemiyor diyen Prof. Dr. Bor, “Bu işletmeler için resmi bir sertifikasyon yok. Yani mutfakta normal buğdayla yemek yapılıyor arkasından aynı yer tam temizlenmeden glütensiz ürün yapıyor. Bu çapraz bulaşa neden oluyor. Hastaların ve bütün işletmelerin çapraz bulaşın ne olduğunu çok iyi öğrenmeleri gerekiyor. Kullanılan bıçaktan, tezgaha kadar dikkat etmek gerekiyor. İşletmelerde çalışanlar normal ekmek kestikten sonra çölyak hastasına hizmet ediyor. Normal buğday böylelikle hastalara taşınıyor. Hastalara günlük izin verilen normal buğday miktar bir küçük tırnak kadar az olmak zorunda. Bu nedenle çapraz bulaş olmamasına dikkat edilmeli. Restoranların glütensiz diye servis ettiği ürünlerin gerçekten glütensiz olup olmadığının denetlenmesi gerekiyor. İşletmelerde çalışan aşçısından garsonuna kadar herkesi eğitmek gerekiyor açıklamalarında bulundu.'SAĞLIKLI BİR İNSANIN GLÜTENSİZ DİYET YAPMAMASI GEREKİYOR'Prof. Dr. Bor, Türkiye'de sindirim sisteminde uzmanlaşmış diyetisyen eksikliğinin olduğunu belirtti. Sağlıklı bir insanın glütensiz diyet yapmaması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Bor, “Türkiye'de glütensiz diyet yapıp sağlıklı beslendiğini iddia edenler var. Böyle bir şey yok. Biz binlerce yıldır buğday, arpa ve çavdar yiyerek büyüdük. Bağırsaklarımızın buğday, arpa ve çavdara ihtiyacı var. Yapılan temel hata, hiçbir hastalığı olmayan bir insanın sırf sağlıklı olmak niyetiyle glütensiz yemesi. Çok yanlış. Birtakım fonksiyonel tıpçılar veya diyet uzmanlarının yanlış şekilde insanlara glütensiz diyet öneriyor. Kişi gerçekten çölyak veya non-çölyak değilse böyle bir diyet yapmamalı diye konuştu.(DHA)FOTOĞRAFLI

2024-05-09T14:30:10Z dg43tfdfdgfd